Cinsel Mitler

Cinsel mitler, mit kavramından da anlaşılacağı üzere gerçek dışı ya da efsane diyebileceğimiz cinsellik konusu kapsamında bireylerin sahip olduğu yanlış inanışlardır denilebilir. Kişi, cinsel yaşamını bu yanlış mâlumatlar etrafında şekillendirerek kendisi ve partneri için doyurucu ve sağlıklı bir cinsel yaşamı istemeden güçleştirir. Tamamen cinsel bilgi eksiklerinden kaynaklanan cinsel mitlere inanış maalesef toplumda azımsanmayacak düzeydedir.

Cinsel mitlere inanış ile ilgili çeşitli çalışmalardan da görülebileceği üzere farklı toplumsal tabakalar, gelir düzeyleri, eğitim düzeyleri vb. değişkenlerden bağımsız olarak insanlar abartılı ve yanlış cinsel bilgilere sahiptir ( Sungur 1998, Diker 2017 ) Bunun nedeni, eğer genel bazı başlıklar altında toplayacak olursak; ebeveyn, eğitim sistemi ve sağlık sistemi ile ilintilidir denilebilir.

Ebeveyn:

Maalesef insanların önemli bir kısmı büyüyüp yetiştiği ailesinden ve ebeveynlerinden doğru ve sağlıklı bilgi alamamaktadır. Çoğunlukla kültürel ve dini faktörlerin etkisi ile ebeveynler çocuklarına gerekli cinsel bilgi ve eğitimi sunmamakta ya da sunamamaktadır. Bunun yanında ebeveynlerin ne ölçüde cinsel bilgilere hakim olduğu ya da bazı bireylerin ebeveynlerinden mahrum olduğu gerçeklerinin de göz ardı edilmemesi gerekmektedir.

Eğitim:

Okul dönemi çocukları için eğitim müfredatındaki cinsel bilgilendirmelerin yeterliliği konusu da önem arz etmektedir. Çocukluk ve ergenlik dönemleri çerçevesinde her yaş dönemi için farklı biçimlerde düzenlenen ve hassas bir biçimde müfredat dahilinde işlenen bir eğitim paketinin varlığı olması gerekliliği göz ardı edilmemelidir. Bununla birlikte bu sürece dahil olması gereken personelin – özellikle öğretmenlerin – yetkin oluşu da kritiktir.

Sağlık:

Aile ve eğitim odağına biraz daha dışarıdan bakıldığı zaman, diğer birimler için kapsayıcı olması gereken sistem sağlık sistemidir. Özellikle aile ve eğitim sisteminde bilgi verici olan unsurları eğitmek ve konsültasyon sağlamak son derece önemlidir. Bunun yanında sahip olduğu yetkin personel ile bireylere ve topluma doğrudan dokunabilmek de önemlidir.

Cinsel bilgilendirme ve eğitim her yaş dönemi için gerekli bir süreci içermektedir. Hukuk nezdinde çocuk sayılan yaşların ( 0-18 ) neredeyse tamamını kapsamaktadır. Tuvalet eğitimi ile birlikte başlatılması gereken süreç tüm yaş dönemlerinde, ihtiyaca ve bilişsel & fiziksel gelişime uygun olacak biçimde yürütülmelidir. Bununla da kalmayıp 18 yaşının üstünde olan yetişkin bireyler için de kolay ulaşılabilir ve güvenilir bilgi kaynakları olmalıdır.

Cinsel Mitler ve Cinsel İşlev Bozuklukları ile Bağlantısı:

Cinsel mitler ile ilgili en önemli sorun partnerler arası sağlıklı bir cinsel hayatı sabote etmesidir. Çünkü erkek ve kadınlardaki abartılı veya yanlış cinsel inanışların (mitlerin), cinsel işlev bozukluklarının oluşumunda ve devamındaki yeri ve önemi bugün kesin olarak bilinmektedir (Zilbergeld 1978, Hawton 1985, Kayır 1998, Sungur 1994, Sungur 1998) Hatalı & yanlış cinsel inanışların, çiftler ya da birey için en dikkate değer zararı kaygı faktörüdür. Hem erkek hem kadın için bilinen tüm gerçek dışı cinsel inanışlar zorunluluk, yüksek fiziksel performans ve uygunsuzluk odaklıdır. Daha iyi anlamak adına örnek bazı cinsel mitlere bakmakta fayda görülmektedir.

Erkek cinselliği her zaman istemeli ve cinsel ilişkiye hazır olmalıdır:

Sıkça dile gelen mitlerden biridir. Toplumun, erkeklerin üzerine yüklediği sorumluluklardan biri olarak değerlendirilebilir. Erkeğin, her an cinsellik için hazır olması, arzulaması, her an sertleşebilmesi temelli yanlış bir inanıştır. Erkek de kadın da; her zaman cinselliği arzulamaz, uyarılmaz ve kendini cinsellik için hazır hissedemeyebilir.

Cinselliği hep erkek başlatmalıdır ve kontrol erkekte olmalıdır:

Cinsellik söz konusu olduğunda genel yanlış yargılardan biri de erkeğin mutlak egemenliğidir. Cinselliği başlatan, yönlendiren, ortamı hazırlayan tarafın erkek olması gerektiği düşüncesi de aşırı genelleme içeren yanlış bir yargıdır. Cinsellikte zaman zaman kadının, zaman zaman da erkeğin daha istekli ve idare edici pozisyonda olması doğaldır.

Cinsel yakınlaşma bir kez başladığında mutlaka cinsel birleşme ile tamamlanmalıdır:

Cinsel yakınlık ve cinsellikten anlaşılan şeyin mutlak penis – vajen penetrasyonu olması hem yanlış hem de eksik bir bilgidir. Cinsellik penetrasyondan çok daha derin bağlar içerir. Bir çiftin cinsel olarak yakınlaşması her zaman penetrasyon içermeyebilir ya da her cinsel yakınlaşma penetrasyonla bitmek zorunda değildir.

Cinsellik için mutlaka çok sertleşmiş bir penis gereklidir:

Yukarıda da değindiğimiz gibi cinsellik penis – vajen penetrasyonundan daha fazlasını ifade eder. Partnerlerin birbirine olan bakışı ve dokunuşu bile tarif edilemeyen duygusal hazlara gebe olabilir. Sadece vajinanın ıslanması ya da penisin sertleşmesin odaklı olmak, gözümüzün önündeki diğer zengin hazları kaçırmamıza neden olabilir. Bir erkek, penisini kullanmadan da bir kadını çok iyi hissettirebilir ve orgazm edebilir.

Cinsellik hakkında keşfedecek yeni şeyler yoktur:

Cinsellik yaşam dönemleri ve yeni deneyimler ile yeniden ve yeniden şekillenen bir süreçtir. Kişiler, farklı zaman dilimlerinde farklı haz odakları ( bedensel ya da ruhsal ) keşfedebilirler. Özellikle kadın bedeni için erojen ( uyarıcı, tahrik edici ) bölgeler günden güne bile farklılık gösterebilir. Çift, yeni bâzı cinsel fantezileri senaryo ya da biçim olarak hayatına uygulayabilir. Cinsellik dinamik bir akış içerisinde olduğu zaman daha heyecan vericidir.

Kadınlarda orgazm cinsel birleşme ile sağlanmalıdır:

Kadınlarda orgazmdan birinci düzeyde sorumlu organ klitoristir. Klitoris, vajinanın içinden ya da dışından farklı şekillerde uyarılabilir. Bu, penis ile ya da penissiz ( parmak, cinsel oyuncaklar vb. ) olabilir. Klitoriz, vajina içine müdahale olmadan da kadının cinsel olarak uyarılması ile hassaslaşıp, dışarıdan üzerine hafif baskı ve daireler yapılarak kadın orgazma ulaştırılabilir. Yani görüleceği üzere vajina içi müdahale zorunluluk değildir.

Mastürbasyon kötü ve zararlıdır:

Yukarıda bahsedilen elle ya da aletle müdahale biçimlerine mastürbasyon denilir. Yine çeşitli mitlerden öğrenilen şey genel anlamda mastürbasyonun zararlı, ayıp ya da günah olduğudur. Cinsellik ve cinsel eğitiminden bakıldığı zaman mastürbasyonun gerekli olduğu bile söylenebilir. Özellikle cinsel terapilerde karşılıklı mastürbasyon sık kullanılan yöntemlerdendir. Belirli bir sınırı olması gerektiği ve asıl olanın gerçek cinsel birliktelik olduğu bilgileri ile birlikte; mastürbasyonun güzel bir cinsel yaşam için kullanılabilinecek bir ekipman – donanım olduğu da göz ardı edilmemelidir.

Erkekle kadın ancak birlikte orgazm olurlarsa sevişme başarılı olur:

Filmlerden bize kalan ciddi bir cinsel mittir. Erkek ve kadının aynı anda orgazm olması, çoğu zaman gerçek olmayan bir beklentidir. Önemli olan çiftin her ikisinin de yoğun haz alması ve birbirine keyif vermesidir. Orgazm, yaşandığı zaman bakımından bağımsız değerlendirilmelidir. Nitekim kişiler kendi orgazmlarından sorumludur. Aynı anda yaşama beklentisi, zevkin ve orgazmın kalitesini sabote edebilecek kaygılar yaratabilir.

Cinsel ilişki sırasında karşılıklı mastürbasyon yanlıştır:

Mastürbasyonun zararlı oluşu maddesinde de belirtildiği üzere karşılıklı mastürbasyon, terapi dahilinde ‘’ödev’’ formatında bile verilebilir. Çiftin karşılıklı olarak penis – vajen penetrasyonuna ihtiyaç duymadan tatmin oluşu, var olan performans kaygısının yıkılmasında da oldukça efektif olacaktır.

Cinsel birleşme sırasında fantezi kurmak yanlıştır:

Cinsel birliktelik sırasında kurulan fanteziler, birlikteliğin kalitesini arttırır. Senaryo, kıyafet, ortam gibi faktörlerin çifti kışkırtacak biçimde düzenlenmesi cinsel birlikteliğin çok daha doyurucu olmasını sağlayabilir. Araştırmalar, hemen herkesin en az bir cinsel fantezisi olduğunu göstermektedir. Bu bağlamda çiftlerin birbiri ile fantezileri ile ilgili açık paylaşımda bulunuyor olması önem arz etmektedir. Fantezilerin uygulanması önündeki en büyük engel, çiftin birbirinden utanmasıdır. Utanç ve suçluluk algısının cinsellik için son derece yerleşik iki kavram olması zorlaştırsa da çiftlerin birbiri ile fantezi paylaşımları cinsel terapilerle de teşvik edilmektedir ( Eğren, 2022 )

Erkeğin penisinin boyu tatminde en önemli etkendir:

Porno kültürü nedeni ile yerleşen yanlış algılardan biridir. Abartı ve şov dünyası olan pornolardan edinilen beden algıları çoğunlukla yanıltıcı olmaktadır. bunlardan en önemlilerinden biri de penis büyüklüğüdür. Gerek sokak jargonunda gerek porno film ya da filmlerde penisin büyük oluşunun önemi ile ilgili oldukça fazla uyarana maruz kalınmaktadır. Fakat gerçekte ortalama penis uzunluğu 10-16 cm kadar olup kalınlığın da sınırları vardır. Kadınlardaki ortalama vajina derinliği de 10 – 15 cm kadardır ve en hassas kısım vajina girişinden itibaren ilk 5 cmlik kısımdır. Yani mevcut ortalama penis büyüklüğü bir kadının vajinal uyarımı için yeterlidir. Bunun yanında ve daha önemlisi kadının tatmin olabilmesi için penis – vajen birlikteliğinden ziyade yürütülen genel sevişme, duygusal hisler ve ortamın konforu gibi faktörler rol oynamaktadır.

Oral seks pistir:

Oral seks, kişinin partnerinin cinsel organını oral yolla ( ağız ) uyarmasıdır. Erkeğin kadına yaptığı oral sekse cunnilingus, kadının erkeğe yaptığı oral sekse fellatio denir. Kriter, çiftin karşılıklı gönüllü oluşudur. Tercih edildiği takdirde kadınların ve erkeklerin en çok zevk aldığı cinsel yakınlık türlerinden biridir. Yapılması için yalnızca gerekli hijyen koşullarının sağlanması yeterlidir. Oral seks, "pis" bir cinsel yakınlaşma biçimi değildir.

Kadınlar eller kullanılmadan penis hareketleri ile orgazm olmalıdırlar:

Kadınlar ellerini ya da başka herhangi bir materyali kullanmadan orgazm olabilirler. Bunun yanında orgazm olmak için cinsel birliktelik sırasında farklı uyarıcılar da kullanabilirler. Herhangi birisi için yapılacak kökten bir genelleme yanlış olup; temelde kadının ellerini kullanarak ya da erkeğin kadın için ellerini kullanarak orgazma ulaşmakta bir sakınca yoktur.

Yaşlıların cinsel ilişkide bulunması uygun olmaz:

Yaş dönemleri ile birlikte cinsel birliktelikte bulunma sıklığı ya da süresi değişkenlik göstermektedir. Yaşlılık dönemlerinde ( kabaca 75 yaş ve üstü denilebilir ) elbette genç yetişkinlik dönemlerinde olduğu biçim ve sıklıkta cinsel birliktelikten söz edilemez. Fakat erkek ve kadın hazır bulunduğu takdirde yaşlı bireyler de penis – vajen birlikteliği içeren cinsel birliktelik yaşayabilir. Uygun olmaması için fiziksel ya da ruhsal bir engel yoktur.

Sekste kesin, evrensel doğrular vardır:

Sekste her daim geçer doğrulardan bahsetmek her zaman mümkün değildir. İster sıklık ya da süre gibi nicel veriler olsun ister orgazmın şiddeti gibi nitel veriler; her zaman doğru olan, süreğen genel bir gerçeklik yoktur. Her birey birbirinden farklı olduğu gibi çiftlerin de ilişki dinamikleri farklı ve değişken olabilir.

Sevişme spontan olmalıdır, bu konuda düşünmek veya konuşmak spontanlığı bozar:

Zaman zaman spontan olsa da cinsel birliktelik zaman zaman plânlı, konuşmalı, yönlendirmeli ve daha kontrollü de olabilir. Alınan keyifte düşme ya da durumun uygunsuz oluşu gibi konulardan bahsetmek doğru olmayacaktır. Cinsel birliktelik, dar kalıpların içine sığdırılamaz.(Başlıklar:Diker 2017)

Görüldüğü üzere örnek verilen bu cinsel mitlerin her biri kaliteli bir cinsel birlikteliği tehdit edebilecek niteliktedir. Olabildiğince, güvenilir kaynaklardan cinsel bilgiler edinilmeli ve lüzumlu olduğu takdirde bir profesyonelle çalışma ihmal edilmemelidir.

KAYNAKÇA

1- Diker, G. (2017) Kadın Cinsel İşlev Bozukluğunda Cinsel Mitlere İnanma Düzeyi, Cinsel Bilgi ve Benlik Saygısı, Işık Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Tezi
2- Eğren, M. (2022) Cinsel Fanteziler ve Parafili, Santa Psikoloji
3- Sungur, M.Z. (1998) Klinik Psikiyatri;2:103-108